Yumurta Kabukları
Odamın içerisinde, havalandırmaya açılan küçük pencereden süzülen güneşin yaramaz ışıklarının gözümü kamaştırmasıyla, absürt rüyalarıma ara verip, sıkıcı hayatıma bademciklerimi selfie modunda göstererek alaycı bir günaydın bakışı atıyordum. Yıllık izin adı altında verdikleri kelebeğin ömrü kadar olan günler, suya düşen küp şeker gibi eriyip gitmişti. Masanın üzerinde duran ha yoğurttan bir kaşık ağzıma attım. Halen kimyasal tepkimeye girmemişti. Yaklaşık bir haftalık olmalı, tadında egzotik bir acılık vardı. Midem böyle şeylere ekonomik durumumdan ötürü alışmıştı. Guruldamayı on yedi farklı dilde bana anlatmayı deneyen bir midem vardı. Onun guruldamalarına aldırış etmeyen asi, vurdumduymaz tavırlarım, onu farklı diller öğrenmeye itmişti. Odanın her köşesinde bir küllük vardı. Sanırım şuurumu kaybetmiş, her köşede bir izmarit bırakmışım. Vahşi doğada, büyük kedilerin idararları ile yaşam alanlarının sınırlarını çizmesine özenip, izmaritle kendime sınırlar çizmiştim. Tembelliğin ...