Hayır'lısı Olsun
Garip bir salı sabahından sonra, çarşambayı iple çeker olmuştum. İpte ip ha, gemici halatı mübarek. Kayıp giden gençliği bağlasak, tutup kıyıya çeker öyle bir ip. Salı günlerini oldum olası hiç sevmem. Salı günlerini sevmemek bir yana, salı günlerine karşı kişisel bir düşmanlığım var. Sanki pazartesiden artan stresle, çarşambanın vaat ettiği rahatlık arasında kalmış, lanetlenmiş bir gün gibi. Aslında beni salı günlerine küstüren kuaför Emre. Salı günleri kadın kuaförleri için resmi tatil olduğu için Emre, her salı sabahı kapıma dayanır; gottik kızların ayağına benzeyen 37 numara ayakları ile zombur zombur kapımı aşındırır. Hâlâ anlamıyorum, 37 numara ayaktan öyle bir ses nasıl çıkar! Yine günlerden salı, sabahın zıbar yat daha alarm çalmadı vakti. Yine kapım zomburduyor. Biliyorum kapıdaki Emre, açana kadar o kapıyı otuz yedi numara, gottik kızların ayağına benzeyen ayağıyla zorlayacak ama hiç açmak istemiyorum. İlk zamanlarda “Çalıp çalıp gider,” dedim; hiç gitmedi. ...