Bencilliğin Otuz Sekiz Tonu

 Yine klasik kısır bi pazar gecesi mutfakta oturmuş beyaz leblebilerim ile bakışıyorum. Sanırım bu dünyada beni sadece beyaz leblebilerim anlıyor. Gerçi beni anlamak için ben olmaktan biraz fazlası lazım. Belki de hiç bir şey lazım değil, aslında basit biriyim ben içi boş bi su kabağı bile beni anlar. Beni anlamak için birisinin neden çaba sarf etmesini bekliyorum ki acaba ? E tabi beklerim ne zaman kendimi ifade etmeye çalışsam kafamın içinde sürekli Ferdi Özbeğen - bir gülü sevdim çalıp duruyor. Kafamın içinde arabesk bir fon müziği çalıyor iken kendimi nasıl ifade edebilirim ki ? Karşımdaki insana kendimi anlatmak yerine kafa sesimle arabesk okuyorum resmen. Bu denklemde hata bendeymiş gibi duruyor ama içimdeki bir his bunu kabul etmemek için direniyor. Dr. Oetker arkadaşım olsaydı bu hissin ne olduğunu ona sorardım. Googleda biraz araştırma yaptım orada yazana göre bu his bencillik oluyormuş.  Sanırım bencilliğim ile tanışmak üzereyim, yok be bencillik ile ne alaka kesinlikle arabesk ile başlıyor her şey. Evet evet kesinlikle  bütün suç arabeskte, her şeyin sorumlusu arabesk...


  Oysaki geçen sene yağmurlu bir kış gecesi arabeski hayatımdan çıkarmak için le cola şişesine kapatıp geri dönüşüme yollamıştım. Aslında faydalı olmuştu ilk bir kaç gün anadolu rock sonrasında caz müzik dinlemeye başlamıştım. Ferdi Özbeğen gitmiş yerine Erkin Koray gelmişti. Arabeski hayatımdan çıkarmak en çok apartman sakinlerine yaramıştı. E tabi onlarda haklı arabesk dinlemekten ruhları her an patlamaya hazır düdüklü tencereye dönmüştü. Abi düdüklü tencere kullanan insanlar benim için her zaman pelerin takmayan kahramanlardı. Düdüklü tencere kullanamadığım için bakkaldan aldığım horozlu şekerin düdüğünü sıradan bi tencereye takmıştım. Korkularımın üzerine gitmek için kendimi böyle avutuyordum. 


  Her neyse konuyu çok fazla dağıtmadan beyaz leblebilerim tükenmeden arabeske tekrar dönelim. Apartman sakinleri arabeski bırakmamı biraz zor sindirimişti.Hatta ilk arabeski bıraktığım gün benim daireden Ferdi Özbeğen sesleri gelmediği için öldüğümü düşünüp belediyeden cenaze arabası istemişlerdi. Ulan önce bi ambulansı arar insan hemen son çareye başvurulmaz ki...


   O sabahı hiç unutamıyorum arabeski hayatımdan atmış, ona yeni bir yuva bulmak için geri dönüşüme yollamıştım. Keyfim tereyağlı yumurta kıvamında cozur cozur tazecikti. Yatağımdan kalkıp Erkin Koray açacak iken bi anda koç başı ile kapım kırılmış, elinde tabut ile suratıma bakan belediye görevlileri karşısında donup kalmıştım. Bir an kendimi gerçekten öldü sanıp kendim için üç kulvallahu bir elham okumuştum. Hayır yani insan önce bi ambulansı arar niye direkt son çareye başvurup cenaze arabası çağırdınız ki ?   

 Salonumda elinde tabut olan insanları kareli boxerim ile karşılamak zorunda kalmıştım. Her şeyi anladım ama Rahmi abinin elinde bir paket pamuk ve winx perili çarşaf ile gelmesini asla anlamadım ve affetmedim. Abi ayıptır o kadar hukukumuz var beni winx perili çarşafa mı saracaksın ? O gün iyi ki de ölmemişim öteki tarafta zebaniler beni trans birey sanıp yargısız infaz yapabilirdi. Peki ya Semra teyzeye ne demeli ? Elinde koca bir kase lokma ile bana bakıyordu . Semra teyzem ah Semra teyzem sen o lokmayı ne zaman döktün hazırda mı beklettin. Bir insan bu kadar mı hazırlıklı olur ölüme. Ama itiraf etmeliyim lokma çok güzeldi. Kendi lokmam diye demiyorum çok başarılı olmuştu. O lokma için ölebilirdim mesela. Belki de gerçekten öldüğümde o kadar başarılı bi lokma asla yapamayacaklar... 


   Olayları mantık çerçevesinde insanlara anlatıp çözdükten sonra lokma kasesini alıp hepsini yolcu etmiştim. Belediyeci abiler gider ayak benim için getirdikleri ağır tabutu bana taşıtmıştı ama olsun. Abi insan kendi tabutuna omuz vermemeli gerçekten çok ağır. Yanlış anlamayın duygusal değil kütlesel bir ağırlıktan bahsediyorum. Gerçi merdivenden inerken içimde ukte kalmasın diye son basamakta beni tabutun içine koymuşlardı. Yeni belediyemiz hizmet için yanıp tutuşuyordu benden artı puan aldı.


   Aslında ben insanlar beni anlasın diye bu kadar şey yaşamış iken hâlâ kendimi anlatamıyordum. O kadar ay geçmişti yine de olmamıştı. Demek ki sorun arabeskte değildi. Peki sorun neydi ? Uygun bir fon müziği ile kendimi açık açık ifade edebilirim teorim elimde patlamıştı. Bu leblebiler de hiç yardımcı olmuyor o kadar şey anlattım en azından bi yuvarlan bi tepki ver. Bunlar Çorum leblebisi değil mi acaba? Belki de Washington leblebisi dilimizi bilmiyorlar. Derdimi google translateden çevirsem belki de bi tepkileri olur. Bakkal Rüstem abi yerli ve milli olmayan leblebileri aramıza nifak tohumu eksin diye mi satıyor acaba ? Saçmalama kendine gel Rüstem abi enaz togg kadar yerli ve milli bir adam. Lozanın gizli maddelerini göğsünü gererek anlatacak kadar milliyetçi,  Rüstem abinin bunu bize yapacağını düşünmüyorum.


    Belki de sorun arabeskte veya leblebilerde değil. Hayda acaba ben bencil miyim? Belki de sorun insanların beni anlamaması değil de benim onları dinlemememdir. Genelde uzun cümle kuran insanları dinlerken kafamın içinde mario bross oynuyorum. O kanguru gibi zıplayan kaplumbağamsı yaratık beni hâlâ çok korkutuyor. Ulan senin anan baban kim olum ? Nasıl bir aşkın meyvesi oldun sen her canlıdan bir parça var bedeninde . Neyse konu kafamda biraz oturmaya başladı. Tabi ya ben kimseyi anlamaya çalışmadım ki onlar beni anlamaya çalışsın. Off şuan bencil pisliğin tekiyim. Üç ay önce yapılmış buzdolabında unutulmuş mercimek çorbası gibi hissediyorum kendimi. İki hafta boyunca terli mantarlı ayaklar tarafından giyilmiş babet çorabım. Bencillikten içi kokmuş, çürümüş pisliğin tekiyim. .! 

  İnsanın bencilliği ile yüzleşmesini mini kıyamet olarak ele alırsak bu durumda benim Deccal'im bencilliğim oluyordu. Hemen yerimden kalktım dolaptan pazardan geçen hafta aldığım çakma nike ayakkabı kutusunu çıkardım. Cımbız yardımı ile bünyemdeki tüm bencilliği kutunun içine koyup ağzını sıkıca bantladım. Kafamın içindeki tüm fon müzikleri bir anda kesildi. Tedavim işe yarıyordu üç liraya aldığım cımbız pahalı terapistlerden daha iyi gelmişti bana. Bencilliğimi içine hapsettiğim kutuyu koltuk altıma sıkıştırıp hemen fırlatıp atmak için merdivenleri Sprinter usta gibi hızlıca iniyorum. İnsanın bencillik hissinden kurtulması hayatındaki en büyük devrimi galiba. Ben bu kutuyu en iyisi çöp konteynerine atayım da şüpheli paket diye patlatmasınlar. Sonuçta artık bencil değilim gümleyip gitmesine vicdanım el vermez. 

 Hoşçakal bencillik hissim hoşçakal seni uygun fiyata letgoda satmak isterdim ama kimseyi böyle bir pislik ile zehirlemek istemiyorum. Sen benim bedavadan, para kazanmadan kurtulduğum tek duygumsun. Belki de bu hayatta yaptığım tek doğrum seni fırlatıp atmak oldu. Hoşçakal bencilliğim hoşçakal...

Yorumlar

  1. bencil olduğunu fark etmek , bencil olmaktan daha çok acı verici bence. Ayrıca bencil olmicam diye diğergam olmakta enayiliğe çok yakın. asdfghjklşi Burda seni o derece karamsar ve umutsuz sanıp çareyi en son yapılacak olması gereken şeyi en başta yapmaları anlatıyor zaten adsfdjgkhlş [bu arada cidden belediyeler cenaze işlerinde aşırı liyakatli

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arabeski haksız yere suçlamak beni asla pişman etmedi sjdmndn yine olsa yine yaparım. Belediyeler evet çok iyi ölüler mercedese biniyor

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. asdfghjklşşi öldükten sonra neye yarar

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Protein Zehirlenmesi

Alın Yazısı ve Nem Teorisi

Gustalvo'ya Mektup