Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Detone Olmuş Düdükler

 Samuel 12+1 kombili şatosunda ailesinden miras kalan lanetin çözümünü yıllar boyu arayıp durmuştu. Varlıklı bi aileden geliyordu maddi olarak hiç bir sıkıntısı yoktu. Ama gel görelim ki genlerinden ona aktarılan sinsi bir lanetin pençesinde kıvranıp duruyordu. Bu lanet büyük babası Stoch'un onlara bıraktığı asla çözümünü bulamadıkları garib bi gizeme dönüşmüştü.   Samuel gece boyunca büyük babasının eşyalarını karıştırıp durmuştu. Artık çok fazla vakti kalmamıştı. Kehanete göre otuz iki yaşından gün aldığı zaman lanet açığa çıkacak ve Samuel düdüklü tencereye dönüşecekti. Samuel oldum olası düdüklü tencerelerden nefret etmiştir. Daha dokuz yaşında bi çocuk iken annesinin suratına düdüklü tencere patlamış ve zavallı kadın tebcereden fırlayan nohut tanesinin nefes borusunu tıkaması sonucu acı çekerek can vermişti. Gün ağarmak üzereyken Samuel büyükbabasının notları arasında kapağında sarı bulgur çuvalı yazan bi defter bulmuştu. İçinden bir ses bu defterin onun aradığı şey oldu...

Hattari Hanzo Laneti ( Bölüm İki Son )

 1825 yılının bir Kasım gecesiydi, tam da yüzümü kaybedişimin on birinci yılına yaklaşırken, hafif hüzünlü ve bolca yalnız bir halde balkonda oturuyordum. Yüzsüz bir adam olarak hayat, beklediğimden de zormuş. Yüzüm yoktu ama gururum vardı; bu yüzden Hattari Hanzo cinlerinin lanetini kabullenip onlara meydan okumaya karar vermiştim. Balkonda tek başıma otururken eski bir hikaye geldi aklıma. Mahallenin delisi Pusu Necmi, bir zamanlar yüzü kaybolmuş bir adamın, yüzünü geri almak için "Pusuk Ayini" yaptığını anlatmıştı. Pusuk Ayini? Kulağa bile garip geliyordu ama başka bir çarem kalmamıştı. Yapacağım bu saçmalık belki yüzümü geri getirmezdi, ama denemeye değerdi. Üstelik en kötü ihtimalle yine yüzsüz kalırdım, zaten alışmıştım. Hikayeye göre, Pusuk Ayini yedi gece yedi gün boyunca yapılmak zorundaydı. Lanet geri alınırsa yüzün geri döner, ama ayini tam yapmazsan yüzsüzlük kaderin olurmuş. Gözlerimde kararlılık ve ruhumda o eski yüzümün hasretiyle ayine başlamaya karar verdim. ...

Hattari Hanzo Laneti ( Bölüm Bir )

     Herşey 1814 yılının Ekim ayının on dokuzuncu günü başlamıştı. Öyle bir sabaha uyanmıştım ki hiç birşey eskisi gibi olmayacaktı. O gecenin sabahında bunların yaşanacağını bilseydim sadık dostum Canki'nin bodrum katında sakladığı Hafize nenenin çeyiz sandığının en ücra köşesine saklanıp hayatımın geri kalan kısmına orada devam ederdimHerşeyin başladığı o geceye tekrar dönmek için gömlek cebimde sakladığım nenemin vesikalık resmini bile verirdim. Ama artık herşey için çok geçti olan olmuştu hattari hanzo cinleri yüzümü çalmıştı...  O gece her şey gayet sıradandı. Balkonda oturuyor, tükürük yarışları yapıyorduk. Karpuz çekirdeği çitliyor, ülke ekonomisi hakkında arsızca yorumlar yapıyorduk. Cebimizde beş liramız bile yoktu ama bu balkona çıktığımızda, bir anda profesyonel ekonomistlere dönüşüyorduk. Gerçi daha fazla paramız olsa da değişen bir şey olmazdı; biz hep beş liralık karpuz çekirdeği alıyorduk, yine beş liralık alacaktık. Çünkü bizim fakirliğimiz cebimize ...