Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Alın Yazısı ve Nem Teorisi

 Hayatım boyunca nemli bölgelerde yaşamaktan kaçındım. Rahmetli nenemin söylediğine göre, yüksek dozda nem alın yazımın silinmesine yol açabilirmiş. Alın yazımı güvence altına almak için sürekli çorak topraklara göç ediyorum. Bazen bu göç yolculukları beni çok yoruyordu. Özellikle kaliteli bi zurna dürüm bulmak en büyük sorun buydu galiba. Yöre Yöre gezip dolaşırken çeşit çeşit dönerci ustalar tanıdım. Tam ustaya ve dönere alışıyorum nem başlıyor tekrar göç etmek zorunda kalıyorum. Artık arsız bir göçmen kuş olmuştum yöre yöre gezip , hunharca nemden kaçıyordum. Yapmak zorundaydım alnımın ortasında boşluklar görmek istemiyordum kaçmak zorundaydım. Yoruldum çok yoruldum ama neneme inanmaktan asla vazgeçmedim...  İnsanlar genellikle kadere inanır; ben de inanırım sonuçta bende insanım. Ama benimki öyle basit bir yazgı değil. Alın yazım biricik, korunması gereken bir hazine. Ne kadar ilginç ki, bu yazının en büyük düşmanı nem! Evet, yanlış duymadınız. Nem, benim yaşam boyu savaş ...

Gustalvo'ya Mektup

  1984 yılının Eylül ayı çok sert ve zorlu geçmişti. Hükümet sürekli "zamping zamping" çağrıları yapıyordu. Belimiz bükülmüş, böbreklerimiz teke düşmüştü. Ülkedeki tüm insanlar tek böbrekliydi. İnsanlar goji berry almak için gözlerini kırpmadan böbreklerini yok pahasına satıyordu. Hükümet, goji berry bağımlılığının önüne geçemiyordu. 1984 yılı bitmiyordu; uzadıkça uzuyordu. Otuz senedir 1984'ü yaşıyorduk ama bitmiyordu. Artık dayanamıyorum aziz dostum Gustalvo, sanırım ben de böbreğimi satacağım. Arsız nefsimi artık dizginleyemiyorum, yardım et bana, yardım et Gustalvo, goji berry tutkusu beni esir alıyor... "Ya ne goji berry'si Rahmi abi, Çeçenler sağ çaprazdan saldırıyor, balkon düşecek! Tüf tüfleri hazırla, Çeçenler geliyor! Şekip abi, Rahmi abiye iki tokat at, kendine gelsin. Abi, tüküreceğim yapacağınız işe! Ne biçim insanlar oldunuz abi siz mahalle yanıyor siz hâlâ goji berry! Mahalleyi Çeçenler basmış, adam hâlâ goji berry edebiyatı yapıyor. Hayır abi, sav...

Mocha Cinleri

 Recep ayının üçüncü gününün sabahında, pencereme çiseleyen yağmurun sesiyle uyandım. Yağmurun kokusunu o kadar özlemişim ki ciğerlerimin en karanlık odalarına kadar çektim. Recep ayı bereketiyle gelmişti, belki bu bereket çemberinden ben de nasiplenirim. Yağmuru izlemek için, nenemden miras kalan yeşil battaniyeme iki uçan tekme çekip üzerimden attım. Nenem de herkese ev, arsa, araba bıraktı; bana yeşil battaniye... Battaniyeyi yıkamaya üşendiğim için buram buram nene kokuyor. Battaniyeye o kadar sıkı sarılıyorum ki ben de nene kokuyorum. Bu koku o kadar keskin ki dolmuşta bana yer veriyorlar. Nenemin hatırası yüzünden yaşlı kokuyorum, ölüm kokuyorum... Battaniyenin üzerime yüklediği yaşlı kokusundan arınıp, dedemden miras kalan şişme gocuğu giyip sokağa atıyorum kendimi. Dedem çil çil altınlarını diğer torunlarına pay edip bana bu gocuğu bırakmıştı. Acaba bu yaşlıların benimle derdi ne? Uyurken nene kokuyorum, gezerken dede kokuyorum. Kendi kokumu unuttum kardeşim, insan kendi ko...