İzmarit Celil Kırlangıç Kanatları ( Bölüm Üç )
Kahvaltı da yaşadığı şok dışarıdaki ayazdan daha keskindi.Ardında bıraktığı topuk sesleri martı kahkahalarına karışıp göğe yükseliyordu. Koca bir caddeyi kaplamıştı topuk sesleri.İçindeki karamsarlık vakfı kebirsiz kalmanın etkisiyle iyice artmıştı. Sigarası da bitmişti kibriti de...Tutunacak, direnecek tek bir dalı bile kalmamıştı. Etrafından gelip geçen insanlara "dokumacı kızlar" şarkısını seslendirmek istiyordu ama, ruh hali izin vermiyordu. Oysa ki güzel bir kahvaltı onu kendine getirecekti ama Zonguldak kömürü ile yazılan yazgısı yine onun karşısına çıkmıştı.Beton duvar gibi toslamıştı yazgısına. Umutları, ince belli bardağın içindeki bal küpü şeker gibi eriyip gidiyordu. Omuzları düşmüş, gözleri dolmuştu.Midesi guruldamaktan vazgeçmiş ona "bu bana kaderimin bir oyunu mu" parçasını seslendiriyordu.Fotosentez yapan ağaçları bitkileri bile kıskanıyordu artık.En azından onların karnı tok diye düşünüyordu. Herşeyden vazgeçtiği sırada,burnunun direğine bir kırl...